30-05-2016
Muhalif derneklerden ortak açıklama
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu'nda tüzük değişikliğine karşı gelen federasyon üyesi dernekler ve bazı ABTTF yönetim kurulu üyeleri ortak açıklama yayımladı.
Avrupa Batı Trakya Türkleri Federasyonu'nun tüzük değişikliği için yapılan genel kurulu terk eden dernek ve yöneticiler yaptıkları ortak açıklamayla tüzük değişikliğinin ele alındığı genel kurulu neden terk ettiklerine açıklık getirdiler.
Tüzük Değişikliği Genel Kurulunu Schweinfurt Batıtrakya Türkleri Derneği, Schwabach Batı Trakya Türkleri Derneği, Stutgart Batı Trakya Türkleri Derneği, Gütesloh Batı Trakya Türkleri Derneği, Homburg Batı Trakya Türkleri Derneği, Höchst Batı Trakya Türkleri Derneği, Feuchtwangen Batı Trakya Türkleri Derneği, Kelsterbach / Frankfurt Batı Trakya Türkleri Derneği ve ABTTF başkan Yardımcıları İbrahim Yusuf, Hasan Hasanoğlu ve Ekrem Bülent terk etmişti. Kurulu terk eden dernek ve yöneticiler konuyla ilgili ortak basın açıklaması yaptılar.
Basın açıklaması şöyle:
"Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) 14 Mayıs 2016 tarihinde Tüzük Değişikliği Genel Kurulu'nu gerçekleştirmiş. 13:30'da açılış ve yoklama ile başlayan genel kurula ABTTF 19. Dönem Yönetim Kurulu üyelerinin tamamı ile ABTTF Denetim ve Disiplin Kurulu'ndan birer üye katılmış. ABTTF üyesi 25 dernekten 16'sının temsil edildiği genel kurula toplam 192 dernek delegesinden 114 delege iştirak etmiş. Nabi İbrahimcik oy çokluğu ile Divan Başkanı , Divan Sekreteri olarak ise Serdar Kelekoğlu ile Kurtuluş Engin Soyyılmaz seçilmişler. Divan Başkanı Nabi İbrahimcik'in teşekkürlerinin ardından salonda hazır bulunan avukat eşliğinde tüzüğün bazı maddelerinin değiştirilmesine geçilmiş."
Bunlar ABTTF' in 16 Mayıs 2016 tarihinde, ABTTF'nin ABTTF internet sayfasında, tüzük değişliği ile ilgili yayınladığı açıklamadan alınmış bazı cümlelerdir. Bu açıklamadan öğrendiğimize göre genel kurulun yapıldığı tarihte üye dernek sayısı 25'tir. Ancak federasyonun sayfasında 30 dernek gösterilmektedir ve bu beş derneğin akibeti hakkında hiçbir açıklama bulunmamaktadır. Bu dernekler hangileridir, niçin gösterilmektedir, bu yapılırken ne amaçlanmaktadır gibi sorular sorumlular tarafından açıklanması gereken konulardan sadece bazılarıdır. Öte yandan genel kurulda kimlerin bulunabileceği, kimlerin konuşabileceği, bulunanların hangi koşul ve şartlarda bulunabilecekleri mevcut tüzüğümüzde açıkça belirtilmesine rağmen avukatı hazır bulunduranlar tüzüğü açıkça ihlal etmişlerdir. Ayrıca seçme ve seçilme hakkı kimlere ait olduğu da tüzüğümüzde mevcut olup, ‚hazır bulunan' avukatın seçilme hakkına sahip olmayan federasyon görevlisinin divan kuruluna seçilmiş olmasına sessiz kalması sadece ‚bulundurmak' için bulunduğunun bir göstergesidir.
Yine, genel kurul çoğunluğu ‚görevliyi' divan kuruluna seçerek,tüzükle ne kadar alâkadar olduğunu kanıtlamıştır. Yapılan açıklamada avukat bulundurmaya vurgu yapanlar bilmelidir ki genel kurulda sadece avukat bulunmamış, işçi, esnaf, mühendis, hammal, ev hanımı, gelin, damat vs. gibi farklı gruplardan insanlar da bulunmuştur. Görüldüğü üzere marifet bulunmak ya da bulundurmakta değildir. Daha önceki genel kurullarda, genel kurul tarafından tüzük değişikliği ile ilgili komisyon oluşturulması için yönetime görev verildiğine dair alınmış kararlar vardır ve bugüne kadar böyle bir komisyon oluşturulmamıştır. Görevi mali hesap ve karar defterlerini denetlemek olan denetim kurulu da sorumlular hakkında ne bir açıklama yapmış ne de yektisi dahilinde olan genel kurul toplama kararı almıştır. Tüzükte belirtildiği üzere bir de disiplin kurulu var olup görevi, ABTTF organlarında görev alan kişiler ile ABTTF'nin oluşturduğu komisyon veya alt birimlerdeki kişilerin zanlılıklarını incelemek olmasına rağmen sorumlu kişiler hakkında hiç bir girişimde bulunmamış, bulunmalarını da açıkçası beklememekteyiz. Çünkü malumunuz olduğu üzere İngiltere'deki Batı Trakya Türklerinin kurmuş olduğu dernek, Disiplin kurulu tarafından ışık hızıyla karara bağlanarak üyeliği dondurulmuştur. Öncelikle ‚dondurmak' gibi bir madde tüzüğümüzün hiç bir yerinde bulunmamakla birlikte ‚üyeliğin sona ermesi' maddesinde bunun hangi koşullarda ve ne şekilde olacağı açıkça belirtilmiştir ve üyelikten çıkarma, Temsilciler Kurulu veya Genel Kurul'un üçte ikilik (2/3) çoğunluk kararıyla, İki kez uyarıya karşın en az 6 aylık aidatını vermeme veya ABTTF tüzüğüne aykırı tutum ve davranışlarda bulunma durumlarda olabilir. Kaldı ki ‚tescilli' olma şartını arayanlar, bunu üyelikten çıkarılacak derneklerde değil, yeni üye olacak derneklerde aramalılar, ‚tescilli' olma şartı üye olacaklarla alâkalı tüzük maddesinde bulunmaktadır. Yoksa 2006'da yürürlüğe girmiş mevcut tüzükten önce, o günkü "tescili olma" şartı bulunmayan tüzüğe göre federasyona üye olmuş bir derneğin üyeliğini, daha sonra değişmiş olan tüzeğe göre sorgulamak yada sorgulatmak kimsenin hakkı ve haddi olmadığı gibi sorgulayan ve sorgulatanların niyetlerinin ne olduğu manidardır. Bunu yapanlar bilsinler ki, bir günde yasa değiştirerek Batı Trakya Müslüman Türk halkının kurum ve kuruluşlarındaki "Türk" ibaresini kaldıran, Batı Trakya'daki Türk toplumunu yok sayan Yunandan bir farkları kalmamıştır.
Yine ABTTF'den yapılan açıklamaya göre yönetim kurulunun başkanı, tüzüğün bazı maddelerinin değiştirilmesi ile ilgili açıklamada bulunmuş, değişikliğin temelde iki maddeden oluştuğunu söylemiş. Halbuki genel kurulda, tüzük değişikliği yapılmadan önce komisyon kurulması gerektiğini, derneklerle fikir alış-verişinde bulunulmadan, derneklerin düşünceleri sorulmadan yaptım-oldu mantığıyla hareket etmenin yalnış olduğunu söyleyen delegelere karşı aynı şahıs, bu yapılanın tüzük değişikliği olmadığını savunmuştu. Burdan da anlaşılacağı üzere bu şahıs kendisini bile yalanlamaktadır.
Sözü edilen maddelerden ilki başkanın doğrudan genel kurul tarafından seçilmesi ve böylece dernekler arasındaki bölünmenin önüne geçmek olduğu şeklindedir. Yönetim kurulunda başkan seçildikten sonra tüzüğe aykırı olarak diğer bütün üyelere başkan yardımcısı sıfatı veren, yine iki yönetim kurulu üyesinin tüzüğe aykırı olmasına rağmen görevlerini aldığını beyan eden ve bunu görevi "ben verdim, ben aldım" şeklinde yapan bir şahsın genel kurul tarafından "Başkan" seçilme ihtimalinde birlik ve beraberliği sağlamak şöyle dursun neler yapacağı tasavvur bile edilemez.
Yine ABTTF tarafından yapılmış olan açıklamada ABTTF Yönetim kurulu başkanı olmasına rağmen, kendini Batı Trakya'nın dışişleri zanneden şahıs, ABTTF'yi şuan hukuken temsil etme yetkisinin ABTTF Yönetim Kurulu'na üye 5 kişiye ait olduğunu, amaçlananın ABTTF Yönetim Kurulu üyelerinin tümü, yani 11 kişi tarafından temsil edilmesi olduğunu belirtmiş. Mevcut tüzükte ilgili madde "Alman Medeni Kanunu'nun 26. maddesi" ne göre, Yönetim Kurulu başkan, üç başkan yardımcısı, sekreter ve saymandan oluşur. Başkan tek başına, üç başkan yardımcısı, sekreter ve sayman Avrupa Batı Takya Türk Federsyonu'nu birlikte temsil etme yetkisine sahiptir. Federasyon'un ücretli çalışanları Yönetim Kurulu'na giremez. şeklinde iken, Alman Medeni Kanunu'nun 26. maddesine göre, Başkanlık Kurulu başkan ve on başkan yardımcısından oluşur. Başkan tek başına, başkan yardımcıları birlikte Avrupa Batı Takya Türk Federsyonu'nu temsil etme yetkisine sahiptir. Federasyon'un ücretli çalışanları Başkanlık Kurulu'na giremez." şekline dönüşmüştür. Akıl sahipleri ve düşünenler göreceklerdir ki malum şahsın iddia ettiği gibi 11 yönetim kurulu üyesine temsil yetkisi verilmemiş aksine yönetim kurulu üyelerinin temsil hakları ellerinden alınarak 10 tanesi "birlikte" bulunduğu zaman temsil hakkına sahip olabileceklerdir.
ABTTF Yönetim, Disiplin ve Denetim Kurulu üyelerinin görev süresinin iki yıldan dört yıla çıkarılması konusunda da temel sebebin devamlılık esası olduğunu belirten şahıs, ABTTF Yönetim, Denetim ve Disiplin Kurulu'na seçilen üyelerin ABTTF'nin işleyişi ve çalışmaları bakımından deneyim kazanmaları ve tam anlamıyla yönetime iştirak edebilmeleri açısından iki yılın yeterli gelmediğini söylemiş, bu noktada asıl hedefin gençlerin yönetim, disiplin, denetime katılımlarını teşvik ederek dört yıl olacak görev döneminde genç nesile bilgi ve deneyim kazandırmak olduğunu ifade etmiş. Yirmi yılı aşkın bir süredir aynı kişinin başkanlık yaptığı, diğer üyelerinin birçoğunun da senelerce aynı yerlerinde bulunduğu bir kurumda tek bir gencin bile yetişmesine-yetiştiril-mesine katkı sağlamamışken bu bahanelerin ardına sığınarak görev süresini uzatmak inandırıcı olmamakla birlikte eğer niyetleri gençleri gerçekten kazanmaksa, süre uzatmak yerine 2 veya 3 dönemlik görev yapma kısıtlamasına gitmeliydiler. Böylelikle belki değişik yüzleri ve hatta gençleri yönetimlerde görebilirdik. Tüzüğün bazı maddelerinin değiştirilmesi ile daha demokratik bir temsil yapısı oluşturarak ve üye dernekler arasındaki bölünmenin önüne geçerek birlik ve beraberliği daha da güçlendirmek, genç nesli yönetime dahil ederek gençlerin bilgi ve deneyimlerini çoğaltmayı arzulayan şahıs veya şahıslar yaptıkları veya yaptırdıkları isim rütujları, süre uzatmaları, temsil kısıtlamaları gibi değişikliklerle hiç bir zaman bu arzularına ulaşamazlar, tabi gerçekten bunu arzuluyorlar ise.
25 üyeli bir derneğin 7 delege ile temsil edildiği genel kurulda 50 üyeli dernek 14, 100 üyeli dernek 28 delegeyle temsil edilmiyorsa, görev süreleri bitmiş ve dernekleri tarafından bile delege olarak gösterilmemiş yönetim kurulu, denetim kurulu, disiplin kurulu üyeleri delege olmadıkları halde delegelerin bütün haklarına sahipse kimse demokrasiden, çoğulculuktan söz etmesin. Halkımızın gasp edilmiş haklarını savunduklarını iddia edenler öncelikle haklıya hakkını vermesini bilmelidirler.
İnsanı hayvandan ayıran özellik, iradesi, iyiyi-kötüden, doğruyu-yalnıştan ayırabilme yeteneği, neyi niçin istediğinin bilincinde olmasıdır. „Evet de!" yada „hayır de" dendiği için evet veya hayır diyen, tüzüğün içeriğini dahi bilmiyen, yapılacak değişikliklerin Batı Trakya'ya getirisini-götürüsünü sorgulamayan, iradelerini ipotek altına almış kişilerden teşekkül etmiş bir genel kurulu terk eden şahsiyetli, onurlu kişileri saygısızlıkla itham edenler kendilerine göstermedikleri saygıyı nasıl olur da bir başkasından beklerler ve bunu ABTTF açıklamasında dile getirebilirler. Bazı şahıs veya şahıslar da bu olayı daha da ileri götürerek yine ABTTF'in internet sitesinde, 17 Mayıs 2016 tarihli, yönetim kurulu toplantısına ait açıklamada olayı farklı boyutlara taşıyarak genel kurulu terk eden dernek yöneticilerini, kendini dışişleri bakanı olduğunu zanneden şahısla kişisel sorunları olduğunu ve dernekleri de alet ederek dernekleri kendi hesapları ve çıkarları doğrultusunda kullandıklarını iddia etmektedir. Ayrıca genel kurulda tekbir basın mensubu olmadığı halde ABTTF internet sitesinden yapılan açıklamayı olduğu gibi habermişçesine gazete sütunlarına taşıyan sözde gazeteciler, yaptığınız gazetecilik değildir ve güzel Türçemizde bunun karşılığı başka bir kelimeyle ifade edilir.
İt bacağımızı ısırır diye iti ısıracak değiliz! İt itliğini, insan insanlığını yapar. Kimin veya kimlerin neleri ya da kimleri niçin-neden kullandığı açıkça ortadadır, dil ile ikrar gerekmez. Haksızlığa uğrayan şahıssa şahsı, dernekse derneği, Batı Trakya Müslüman Türk halkıysa halkın haklarını savunuruz ve bunun için ne bir makama, ne bir sıfata ne de seçme veya seçilmeye ihtiyacımız da yoktur. Biz Batı Trakya Müslüman Türk halkının bir ferdi olarak yaratılarak zaten seçilmişiz. Bu uğurda ayak olunulacaksa ayak, baş olunacaksa baş oluruz. Bu dava 'bana ne kazandırır' diye düşünenlerden değil, bu uğurda 'neler verebiliriz' diye düşünenlerdeniz.
Allah, Batı Trakya Müslüman Türk halkını birlik ve beraberliği ağızlarına sakız edenlerden kurtarsın, gönülleri kaynaştıran Allah, gönüllerimizi birleştirsin ve yürekten inananların sayısını arttırsın."