13-04-2023
İskeçe Müftülüğünün 'Ulu Çınarlara Vefa' projesi devam ediyor
İskeçe Müftülüğü "Ulu Çınarlara Vefa" projesi çerçevesinde, geçmişte çeşitli alanlarda Batı Trakya Türklerine hizmet etmiş kişilerle buluşmaya devam ediyor.
İskeçe Müftüsü Mustafa Trampa ve Müftü Yardımcısı Ahmet Hraloğlu, "Ulu Çınarlara Vefa" projesi kapsamında, 7 Nisan Cuma günü emekli din görevlisi Hüseyin Kahya'yı İskeçe'deki evinde ziyaret etti. Müftü Trampa, Hüseyin Kahya'ya "İskeçe Camileri ve Mescitleri" kitabını hediye etti.
İskeçe Müftülüğünden yapılan açıklamada, 1940 yılında Ilıca'nın Memkova köyünde doğan ve ömrünü Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı davasına mücadele ile geçiren Hüseyin Kahya'nın ziyaret sırasında özgeçmişiyle ilgili bilgi verdiği bildirildi.
Hüseyin Kahya şunları anlattı: "Memkova'da fakir bir ailede 1940 yılında doğdum. Çocukluğumuz çileli geçti. İlkokula kendi köyümde başladım. İkinci sınıftayken, 1947 ile 1949 yılları arasında iç savaş vardı. İsyancılar, diğer bir ifade ile andartlar köyümüzü bastı. Korku dolu günler yaşadık. Daha güvenli bir yere göçler başladı. Bizim köy Şahin'e göç etti. Buradaki insanlar, evlerini bize açtı. İki odalı evlerinde birini göç eden aileye veriyorlardı. Adeta Peygamberimiz zamanındaki Medine'deki muhacir ile ensar zamanı yeniden canlanmış gibiydi. Biz de böyle bir ailede iki yıl muhacir olarak kaldık. Bu arada ben ilkokulu burada devam ettim. İstanbul Daru'l-Funun Medresesinden mezun meşhur Hüseyin Hacıbedel Efendi'den ders aldım.
İki yıl aradan sonra tekrar köyümüze döndük. Bundan sonra iki sene takip eden kıtlık yılları takip etti. Çok zor günlerimiz oldu. İlkokulu tamamladım. Ancak fakirlikten dolayı eğitime hemen devam edemedim, ancak dört yıl aradan sonra, Şahin Medresesine gittim. Bu da arkadaşım Cemil Huskoglu sayesinde oldu. Onları maddi durumu daha iyi olduğu için, o normal olarak medreseye gitmişti. Köye her gelişinde, ondaki değişikliği, duruşu beni çok etkiliyordu. Ben de onun gibi olmak istiyordum. Sonunda 17 yaşında iken, babama haber vermeden arkadaşım Cemil Hoca ile birlikte Şahin Medresesine kaçak gittim. Üçüncü sınıfta iken askere gitmek zorunda kaldım. 1963 askerlikten sonra ancak Medreseden mezun oldum.
İlk görev yerim Salıncak köyü idi. Bir yıl imam ve öğretmenlik yaptım. Ardından halkın ısrarı üzerine İskeçe İkinci Azınlık İlkokulunda göreve başladım. Ancak burada programda Türkçe dersi olduğu halde Türkçe dersler engelleniyordu. Bu konuda mücadele verdim. Bir gün sınıfta ders yaparken, müfettiş baskın yaptı. Öğrencilerime Türkçe konuştuğumu görünce; 'seni suçüstü yakaladım' dedi. Ben de; 'suçum ne' diye karşılık verdim. Bunun üzerine; 'Türkçe öğretiyorsun' deyince, ben de ona programı gösterdim. 'Bak, programda Türkçe diye bölüm var' deyince, ayrıldı gitti. Disipline verildim ve bu okuldaki öğretmenlik maceram bitmiş oldu.
Yeni bir maceraya atıldım. Almanya'ya çalışmaya gittim. 6 yıl kadar bir tekstil fabrikasında çalıştım. Almanya'dan dönünce, o yıllarda ilkokullarda kurucu sistemi vardı. Gelen ısrarlı teklifler üzerine İskeçe 2. Azınlık İlkokulunda kurucu oldum. Ancak yine karşı çıktığım bazı uygulamalardan dolayı, altı ay gibi kısa bir aradan sonra bu görevimden azledildim."
İskeçe Müftülüğünden yapılan açıklamada, Hüseyin Kahya'nın İskeçe Müftülüğü bünyesinde 1964'ten 1973'e kadar Gazhane imamlığı, 1964'te Höyükköy'de Ramazan hocalığı, 1973'ten 1978'e kadar yedek imamlık, 1978'ten emekli olduğu 2007 yılına kadar İskeçe Karşı Mahallede İmamlık ve Kur'an Kursu hocalığı görevlerini yürüttüğü belirtildi.