21-01-2023
Eski Atina Büyükelçisi Özügergin, Türk- Yunan ilişkilerini değerlendirdi
Türkiye’nin eski Atina Büyükelçisi Burak Özügergin, Yunanistan-Türkiye ilişkileri için "Her ne olursa olsun, günün sonunda komşu halklar olmaya devam edeceğiz. O halde, komşu gibi davranmaya başlayalım." dedi.
Türkiye’nin eski Atina Büyükelçisi Burak Özügergin, Yunanistan-Türkiye ilişkileri için "Her ne olursa olsun, günün sonunda komşu halklar olmaya devam edeceğiz. O halde, komşu gibi davranmaya başlayalım." dedi.
Atina’dan 18 Ocak’ta ayrılan Özügergin, Ta Nea gazetesine verdiği röportajda, Türkiye Yunanistan ilişkilerine dair değerlendirmelerde bulundu.
Özürgergin, Atina’daki dört yılı aşkın görev süresinde birçok zorluktan geçildiğini ifade ederek, Türk-Yunan ilişkilerinin iniş çıkışlarla dolu, daima dinamik bir yapısı olduğuna dikkati çekti.
Türkiye’nin deniz hukuku, hava sahası, silahsızlandırma ve bunun gibi konulardaki pozisyonun tutarlı ve sürekli olduğunu belirten Özügergin, "Yunanistan karşısındaki politikamızın sertleştiğini söyleyemem. Sadece dediğimizin duyulmamasından yorulduk artık." diye konuştu.
Özügergin, Türkiye’nin, görüşlerini Yunanistan’a aktarabilmek için ne kadar gerekirse o kadar "yüksek sesle" konuşacağını belirtti.
Türkiye’nin eski Atina Büyükelçisi, Türkiye ve Yunanistan’ın diyalog için masaya dönmesinin gerekli ve kaçınılmaz olduğunu da kaydetti.
Özügergin, bunun olası olup olmadığına ilişkin soruyu şöyle cevapladı:
"Tabii ki. Sadece olası değil, aynı zamanda gerekli ve hatta diyebilirim ki kaçınılmaz da. Sorunlarımızı başka türlü nasıl çözeriz? Bunu başkasının bizim için yapacağına gerçekten inanıyor musunuz? Bir milyon kere bunu benden duydunuz, oturup çözebildiğimizi çözeriz ve ardından bir tür mekanizmaya ya da uluslararası mahkeme gibi anlaşmazlıklara çözüm bulan bir merciye yöneliriz. Böylesi bir çözüm, hukuk, iyi komşuluk ve sağduyu içerir."
KARA SULARI
Türkiye’nin Ege’de kara sularının genişletilmesine ilişkin görüşünün çok net olduğunu vurgulayan Özügergin, "Yarı kapalı denizlerde, kara sularının genişliği tek taraflı olarak belirlenemez. Bu, tamamen mantıklıdır zira bir hakkın kullanımı ile bir başkasının hakkı ihlal edilemez. Hukuk da bunu söyler." ifadelerini kullandı.
Özügergin, "Yeni deniz alanlarının edinilmesinin, mutlaka karşılıklı rıza temelinde, adil ve hakkaniyetli bir şekilde olması gerekir. Yunanistan’ın kara sularını 12 deniz miline genişletmesi tabii ki Türkiye’nin hayati hak ve çıkarlarını engelleyecektir." değerlendirmesini yaptı.
Lübnan ve İsrail arasında deniz yetki alanlarının belirlenmesine yönelik imzalanan anlaşmanın model olup olamayacağına ilişkin soruya, her anlaşmazlığın farklı olduğu cevabını veren Özügergin, bu anlaşmanın yine de özellikle başta Kıbrıs Türkleri ve Kıbrıs Rumları olmak üzere, bölge için iyi bir örnek teşkil ettiğini kaydetti.
Özügergin, "Aslında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Kıbrıs Rumlarına, Lübnan-İsrail anlaşmasında öngörülene benzer, ortak bir kalkınma yaklaşımı temelinde, iş birliği önerisinde bulundu." diye konuştu.
Diplomatik çözümlere karşılıklı saygı ile ulaşılabileceğini kaydeden Özügergin, Türkiye’nin hem ikili düzeyde Yunanistan ile hem de bölgesel projelerde enerji alanında iş birliğine açık olduğunu vurguladı.
Özügergin, daha çok iş birliği ve daha az anlaşmazlık temennisinde bulunarak, "Her ne olursa olsun, günün sonunda komşu halklar olmaya devam edeceğiz. O halde, komşu gibi davranmaya başlayalım." dedi.