Batı Trakya Türk Azınlık siyasetçilerinin, "yasaklı derneğin etkinliğine katıldı" , "sözde müftüyle fotoğraf çektirdi", "Türk bayrağının altında poz verdi" diye hedef gösterildiğine, karalanmak istendiğine, hatta "memleket düşmanı", tu kaka ilan edildiğine çok kez şahit olduk.

Örneğin; azınlık siyasetçilerinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde dava kazanan ancak yıllarca Yunanistan tarafından uygulanmayan AİHM kararı ile gündeme gelen İskeçe Türk Birliği'nin etkinliğine katıldığı veya Türk azınlığın seçtiği müftüler Ahmet Mete ve İbrahim Şerif'i ziyaret ettiği, birlikte fotoğraf çektirdiği için acımasızca eleştirildiklerini, hatta bazen kendilerine "aba altından sopa gösterildiğini" biliyoruz.

SİRİZA Partisi'nin Rodop ilindeki kurmaylarından Eleni Lafçi de bu tür fırsatları kaçırmayan ve oklarını kendi partisi içindeki azınlık siyasetçilerine de çevirmekten geri durmayan biri olarak karşımıza çıkıyor son dönemde.

Lafçi, kendisi gibi SİRİZA partisinden olan milletvekili adayı Özgür Ferhat'ı Kozlardere köyündeki mahyada Türkiye'nin Gümülcine Başkonsolosu Murat Ömeroğlu'yla yan yana geldiği ve aynı fotoğraf karesinde yer aldığı için eleştiriyor. Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda kendi partisinin adayını suçluyor, hedef gösteriyor.

Sayın Lafçi'nin paylaşımındaki laflarının akıl mantıkla izahı yok. Özgür Ferhat'ın son dönemde Başkonsolos Murat Ömeroğlu'yla çok sayıda etkinliğe katıldığını belirtiyor, partisinin politikalarıyla Özgür Ferhat'ın hareketlerinin çeliştiğini iddia ediyor.

Eleştirisine (aslında buna hedef göstermek demek çok daha doğru) kendince bir haklılık zemini arayan Lafçi, Özgür Ferhat'ın bölgede görev yapan bir diplomatik temsilciyle bir araya gelmesini, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la bağdaştırmaya çalışıyor. "Erdoğan'ın bölgemizdeki temsilcisiyle yakın ilişki içinde olan Özgür Ferhat..." gibi ifadeler kullanması dikkat çekiyor.

Lafçi'nin bu yaptığı ilk değil. Daha önce de Eleni Lafçi, Özgür Ferhat'ı hedef seçmişti.

Eleni Lafçi'nin yazdıkları ve üslubu bir tarafa; önce bir konuya açıklık getirelim. Batı Trakya'da yaşayan Müslüman Türk Azınlığı düzenlediği kültürel, sosyal ve dini içerikli etkinliklere öteden beri Türkiye'nin Gümülcine Başkonsoloslarını ve başkonsolosluk mensuplarını davet ediyor. Bu bölgede yaşayan ve siyaset yapan biri olarak bunun bir "ilk" olmadığını sayın Lafçi herhalde biliyor.

Yani başkonsoloslarla aynı karede yer alan ilk ve tek kişi değil sayın Özgür Ferhat.

Hatta, başkonsoloslar ve başkonsolosluk mensupları davet edildikleri azınlık etkinliklerine katılamadıkları zaman da Türk azınlık insanı bu duruma üzülüyor, güceniyor, alınıyor. Sayın Lafçi bu durumu bilmiyorsa, yaşadığı bölgeyi tanıması açısından öğrenmesinde büyük fayda var.

Zira sayın Lafçi bu tür yorum ve açıklamalarıyla bölgedeki barış ortamına ve halkın uyumlu yaşamına kesinlikle olumlu katkıda bulunmuyor.

Son dönemde sosyal medyada karşımıza çıkan paylaşımlar nedeniyle; azınlık temsilcilerine, azınlık kurumlarına ve Türkiye'nin Gümülcine Başkonsolosluğuna saldırmayı ve hedef göstermeyi görev edinen "aşırı milliyetçi" çevrelerin zaman zaman başvurduğu yönteme acaba SİRİZA'dan sayın Lafçi de mi merak sardı diye düşünmekten alıkoyamıyor insan kendini...

Böyle bir ihtimal var ise sayın Lafçi'nin, Başkonsolos Murat Ömeroğlu hakkında meclise sunulan soru önergesine Dışişleri Bakanı Nikos Dendias'ın verdiği cevaba dikkatlice bakmasında yarar olacağını düşünüyoruz. Bakan Dendias'ın bu konudaki cevabı kesinlikle bazı çevrelerin umduğu gibi olmadı.

Lafçi'nin, Özgür Ferhat'ı hedef alan açıklamalarının, son seçimlerde SİRİZA'dan Rodop milletvekili olan Dimitris Haritu'nun eşi olmasıyla ilgisi olup olmadığı da akla takılan bir diğer soru.

Tavır ve duruşuyla azınlık seçmeni arasında puanını ciddi oranda arttıran Özgür Ferhat'ın önümüzdeki seçimlerde milletvekili seçilmesi halinde, Dimitris Haritu'nun milletvekilliği koltuğunu Özgür Ferhat'a devretme ihtimali sayın Lafçi'nin eleştirilerinin asıl sebebi olabilir mi?

Sayın Lafçi'nin sık aralıklarla Özgür Ferhat'ı hedef alan açıklamalarda bulunması, etrafta bu ve buna benzer soruların dile getirilmesine, konuşulmasına sebep oluyor.

Lafçi'nin, bölgemizin genç siyasetçilerinden Özgür Ferhat'ın bir süre önce SİRİZA Merkez Kurulu'na seçilmesinden sonra da benzer bir söylem içerisinde olduğunu hatırlayacak olursak, kafalarda bu tür soruların ve düşüncelerin doğması gayet normal.

Özgür Ferhat'ın bu saldırılar ve ithamlar karşısında soğukkanlılığını kaybetmemiş olması ise şüphesiz artı hanesine yazılıyor.

Batı Trakya'da bu durum SİRİZA, Özgür Ferhat veya Eleni Lafçi'yle de sınırlı değil maalesef. Azınlık siyasetçileri ve temsilcileri, farklı dönemlerde bu gibi suçlamalara maruz kaldı ve kalıyor. Türk azınlık dernekleri ve seçilmiş müftüler zaten daimi hedef tahtası.

Bazı yerel siyasetçilerin kendi politik çıkarları uğruna bölgedeki barış ve huzur ortamına zarar verme ihtimalini düşünüp düşünmedikleri, hatta Türk - Yunan ilişkilerine yeni gerginlik unsurları katma ihtimalini dikkate alıp almadıkları gerçekten merak konusu.

Yoksa birilerinin gerçek amacı bu mu?