16-06-2022
ABTTF'den Yunanistan 2021 Dini Özgürlükler Raporu'na paralel rapor
ABTTF, paralel raporunda Batı Trakya Türk toplumunun din özgürlüğü alanında yaşadığı sorunları detaylarıyla aktararak, Yunanistan'ın Batı Trakya Türk toplumunun dini özerkliğini iade etmeye çağırdı.
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı'nın 2 Haziran 2022 tarihinde yayımladığı Yunanistan 2021 Uluslararası Din Özgürlüğü Raporu'na yanıt niteliğinde paralel rapor hazırlayarak ABD'nin yetkili makamlarına iletti. ABTTF paralel raporunda, uluslararası antlaşmalar uyarınca dini özerkliğe sahip Batı Trakya Türk toplumunun müftü sorunu başta olmak üzere din özgürlüğü alanında yaşadığı sorunları ayrıntılarıyla dile getirdi.
ABTTF paralel raporunda, ABD raporunda Batı Trakya Türk toplumunun nüfusunun hükümet kaynaklarına göre 2011 verilerine dayanarak yaklaşık 140 bin olarak verildiğini belirterek, Rodos ve İstanköy başta olmak üzere Onikiadalar'da da Türk toplumunun yaşadığı ve nüfusunun yaklaşık 6 bin olduğu kaydedildi.
ABTTF, ABD raporunda da not edildiği üzere ülkemizin anayasasına göre hakim dinin "Yunan Ortodoksluğu" olduğunu belirterek, Yunan devletinin Yunan Ortodoks Kilisesi ve Yahudi cemaatinin iç işlerine karışmazken Müslüman Batı Trakya Türk toplumunun iç işlerine müdahale ettiğini vurguladı.
Batı Trakya Türk toplumuna 1913 Atina Antlaşması ile kendi dini liderleri olan müftüleri seçme hakkının tanındığını ve bu hakkın 1923 Lozan Antlaşması ile garanti altına alındığını kaydeden ABTTF, buna rağmen hükümetin 1991 yılından beri müftüleri veya müftü naiplerini atadığını ifade etti. Batı Trakya Türklerinin kendi müftülerini seçtiğini ancak seçilmiş müftülerin hükümet tarafından tanınmadığının altını çizen ABTTF, seçilmiş müftülerin dini sembolleri yasadışı olarak kullandıkları gerekçesiyle adli kovuşturmaya uğradığı ve hapis cezaları aldığını, bu konuda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 9. maddesini ihlal etmesi nedeniyle ülkemizi mahkum eden kararının bulunduğunu ifade etti.
ABTTF, 52/2019 sayı ve tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Batı Trakya'daki özerk yapıdaki müftülüklerin tamamen Yunanistan Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı'na bağlanarak alelade devlet dairesine dönüştürüldüğünü ve müftülerin yetkilerinin oldukça sınırlandırıldığını belirterek, kararnamenin tümüyle Batı Trakya Türk toplumunun dini özerkliğine aykırı olduğunu ifade etti.
ABTTF, Batı Trakya Türk toplumunun karşı çıktığı "240 İmam Yasası" olarak bilinen 4115/2013 sayı ve tarihli yasa uyarınca Batı Trakya'daki camiler ile devlet ilk ve ortaokullarında öğrenim gören Batı Trakya Türk toplumu mensubu çocuklara Yunanca dilinde İslam dinini öğretmek üzere tayinli müftülere bağlı din görevlilerinin/okutmanların atandığını da not etti.
Lozan Antlaşması'nın Batı Trakya Türk toplumuna kendi dini kurumlarını kurma, yönetme ve kontrol etme hakkı tanımasına rağmen hükümetin askeri cuntanın iktidara geldiği 1967 yılından beri vakıfların idare heyetlerini atadığını belirten ABTTF, 3647/2008 sayı ve tarihli yasanın vakıf taşınmazlarının satışı ve yerel idarelere devrinin yolunu açtığına işaret etti.
ABTTF, hükümeti Batı Trakya Türk toplumunun kendi müftüleri ve sahip olduğu vakıfların idare heyetlerini seçme hakkına saygı göstermeye çağırarak, ülkemiz Yunanistan'ın Batı Trakya Türk toplumunun uluslararası antlaşmalarla garanti altına alınan dini özerkliğini iade etmesini istedi.