24-05-2022
'Oniki Ada’daki Türk vakıf malları satılıyor ya da isimleri değiştiriliyor'
Rodos, İstanköy ve Oniki Ada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Mustafa Kaymakçı: "Dernek olarak, ad değiştirilmesini ve vakıf mallarının haraç-mezat sattırılmasını şiddetle kınıyor, Yunanistan devletinden Rodos ve İstanköy Türklerine uygulanmakta olan kültürel soykırım politikalarına son vermesini talep ediyoruz."
Rodos, İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Mustafa Kaymakçı, özellikle Rodos ve İstanköy adalarında bulunan Türk vakıf mallarının satıldığını ve isimlerinin değiştirildiğini belirterek, "Dernek olarak, ad değiştirilmesini ve vakıf mallarının haraç-mezat sattırılmasını şiddetle kınıyor, Yunanistan Devleti'nden Rodos ve İstanköy Türklerine uygulanmakta olan kültürel soykırım politikalarına son vermesini talep ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Kaymakçı yaptığı yazılı açıklamada, Rodaiki gazetesinin bildirdiğine göre, Rodos’taki Süleymaniye Medresesi’nin adının "Tarihi Rodos şehrinde neoklasik okul" olarak, bina sahibinin ise Rodos Türk Vakfı yerine Oniki Adalar Valiliği olarak değiştirildiğini belirtti.
Bunun yanında Rodos ve İstanköy’de bulunan Türk ve Müslüman vakıf mallarının satıldığını vurgulayan Kaymakçı, "Dernek olarak, ad değiştirilmesini ve vakıf mallarının haraç-mezat sattırılmasını şiddetle kınıyor, Yunanistan devletinden Rodos ve İstanköy Türklerine uygulanmakta olan kültürel soykırım politikalarına son vermesini talep ediyoruz." ifadelerini kullandı.
İstanköy’de satışı yapılan bir araziye de değinen Kaymakçı şunları kaydetti:
"Geçtiğimiz aylarda, İstanköy Adası’ndaki 34 dönümlük arazi, İstanköy Vakıf Malları İdaresi onayıyla 181 bin avro karşılığında bir turizm şirketine satılmıştır. 2019 Ocak’ında alınan satış kararı, resmi olarak tamamlanmış bulunuyor. Bu usulsüz satış ile birlikte İstanköy Türk-Müslüman Vakfına ait 70’ten fazla arazi park, otopark ve mezarlık amacıyla belediyelere devredilmiş ve satılmış bulunmaktadır."
Kaymakçı, Rodos ve İstanköy’deki Türk-Müslüman vakıflarının diğer vakıflardan farklı olarak ticari kuruluşlar gibi vergiye tabi olduğuna da işaret ederek, "Buna karşılık Ortodoks Hıristiyan kilise kurumları ve kiliseler her türlü vergiden muaftır. Burada bir eşitliğin olmadığı gözlemlenmektedir. Bu haksız uygulama, vakıf mallarının elden çıkartılmasına bahane oluşturma mekanizmasına dönüşmüştür." değerlendirmesinde bulundu.
Yunanistan’daki Türk vakıflarının anlaşmalara uygun olarak yönetilmesi gerektiğine dikkati çeken Kaymakçı, vakıf mallarının alınamaz, satılamaz, mülk edinilemez, miras olarak bölünemez olduğunu, bu zamana kadar yapılan satış ve bağışların geçersiz sayılması gerektiğini kaydetti.
Kaymakçı, Rodos ve İstanköy’deki Türk çocuklarının okullarda Türkçe öğrenmelerinin engellendiğini de belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Bütün bu uygulamalar, ada Türklerinin geçmişle bağının koparılması için yapılmaktadır Günümüzde Yunanistan’a verilen Rodos ve İstanköy’de yaşamakta olan Türkler, vakıflar dahil, kültürel kimliklerinin korunması bir yana Türklüklerini de kaybetme aşamasındadırlar. Adalar Türklerinde korku egemendir ve sindirilmişlerdir."