Anasayfa

12-05-2022
Rumeli Kanaat Önderleri'nden açıklama
Bilim insanı, siyasetçi, sanatçı, iş insanı gibi farklı meslek gruplarından oluşan Rumeli Kanaat Önderleri, Rumeli Türklerinin, Suriyeli sığınmacılar ve yasa dışı düzensiz göçmen Afgan vatandaşlarıyla karşılaştırılmasına tepki gösterdi.
12 Mayıs 2022 Perşembe

Bilim insanı, siyasetçi, sanatçı, iş insanı gibi farklı meslek gruplarından oluşan Rumeli Kanaat Önderleri, Rumeli Türklerinin, Suriyeli sığınmacılar ve yasa dışı düzensiz göçmen Afgan vatandaşlarıyla karşılaştırılmasına tepki gösterdi.

"Kamuoyuna Zorunlu Açıklama" başlığıyla yayımlanan açıklamada, "Gerek Osmanlı ve gerekse cumhuriyet döneminde yapılan antlaşmalarla Rumeli-Balkan Muhacirlerinin hukuku hep gözetildi ve belli şartlara bağlandı. Son günlerde ülkemizin bazı siyasetçileri, fikir adamları, basın ve medya mensupları; 'Suriyeli Sığınmacı' ve 'yasadışı düzensiz göçmen Afgan Vatandaşlarıyla' tarihten bugüne aynı tarihi ve kaderi paylaşan Anadolu ve Rumeli'nin asli vatandaşlarını aynı kefeye koyup, mukayese etme gafletinde bulunuyor. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde ve tüm dünyada yaşayan biz Rumeli-Balkan Kökenliler, iç tüketime yönelik siyasetin bir figürü haline getirilerek incitilmek, misafir kardeşlerimizle mukayese edilme yanlışında misal olmak istemiyoruz." ifadeleri dikkat çekti.

Açıklamada, Mustafa Kemal Atatürk'ün muhacirlerle ilgili, "Muhacir diye küçümsenenler, tarihin yazdığı savaşlarda en geriye kalanlar, yani düşmanla sonuna kadar dövüşenler, çekilen ordunun ricat hatlarını sağlamak için kendini feda edenler ve düşman karşısında kaçmak, çekilmek nedir bilmeyenlerdir. Muhacirler kaybedilmiş topraklarımızın aziz hatıralarıdır." sözlerine de yer verildi.

Rumeli Kanaat Önderleri'nin yaptığı açıklama şöyle:
"Türkler ve Türkiye tarihten bugüne mazlumun yanında, haksızlığa karşı çıkan bir duruş sergilemiştir. 1991 yılında Irak Eski Devlet Başkanı Saddam HÜSEYİN saldırısıyla yüzbinlerce Kuzey Iraklı ülkemize sığındı ve geri döndü. 2011 yılında başlayıp hala devam eden iç savaş sürecinde ise milyonlarca (hukukî doğru tanımla) Suriyeli "geçici koruma altında sığınmacı" statüsüyle ülkemizde 10 yıldan fazla süredir misafir edilmektedir. Devletimiz bu büyük sorunla uzun yıllardır başa çıkmaya çalışıyor. Öncelikle adı üstünde "geçici koruma" lafzı ve hükmî karşılığında her şey açıktır. Bu mazlum insanlar hukuken "mülteci" değildir. Yine uluslararası hukuk ve tarihî bağlamda "muhacir" hiç değildir.

Osmanlı Devleti kurulduğu 1299'dan 1516'ya kadar bir Anadolu ve Rumeli devletiydi. Her din ve milletten insanlar güvenle bu topraklar içinde yaşasalar dahi devletin dayandığı ana eksen Anadolu ve Rumeli Türkleriydi. Arap Yarımadası, Kuzey Afrika vb. bölgeler devletimize sonradan katılmış topraklardı. Arap kardeşlerimiz ise kendi topraklarını bugüne kadar hiç terk etmedi ve hep aynı memleketlerinde yaşadı.

Emperyalizm ve sömürgecilik çağında 560 yıllık vatanımız Balkanlar'ın 1877-78 ve 1912-13 savaşlarıyla elimizden koparılması ve sonrasında yaşanan sürgün sürecinde dedelerimiz, babalarımız ve bizler, esasen atalarımızın Rumeli'ye yönelik hareket noktası olan Anadolu'da "muhacir" olmak durumunda kaldık. Yaşadığımız süreç hukukî bir kavram olarak "muhaceret" ve aslında sürgün edilen bizler de hukuken "muhacir" idik. Devletin arşiv belgelerinde ve imzaladığımız milletlerarası antlaşmalarda uluslararası hukuka uygun olarak bu haliyle kayıtlıdır. Bizler, Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye Tebaaları ve gerekse Türkiye Cumhuriyeti'nin aslî vatandaşları olarak hiçbir zaman sığınmacı olmadık. Sadece sınırlar değiştiğinden bayrağımızın dalgalandığı topraklara geri dönmek zorunda bırakıldık. 1804 yılındaki Sırp isyanları ile atalarımıza karşı başlatılan katliam ve mezalim hareketleri dönemin Avrupalı büyük güçlerin açık desteğiyle bağımsızlığını kazandığı ve 1830 yılına kadar soykırım seviyesine ulaşmıştır. Asıl bu tarihten itibaren ise Mora yarımadasında Müslümanlara (millet sistemi insanları dinlerine göre, Müslüman, Ortodoks, Katolik ve Yahudi milleti olarak sınıflandırıyordu) uygulanan sistematik katliamlar, bir rol model olarak tüm Balkanlarda milletimize 100 sene boyunca uygulanmıştır. Balkan Savaşları'nda ve I. Dünya Savaşı sırasında devam eden "Türk soykırımı", 1989 yılında Bulgaristan Türklerinin asimilasyonu, 1992-95 yıllarında bütün dünyanın gözü önünde ve Avrupa'nın göbeğinde Bosna soykırımı ve 1999 yılındaki Kosova savaşına kadar devam etmiştir. Medenî ve insan hak ve hürriyetlerine saygılı olduğunu iddia eden Avrupalı güçler bu duruma karşı hep sessizdir.

Gerek Osmanlı ve gerekse cumhuriyet döneminde yapılan antlaşmalarla Rumeli-Balkan Muhacirlerinin hukuku hep gözetildi ve belli şartlara bağlandı. Son günlerde ülkemizin bazı siyasetçileri, fikir adamları, basın ve medya mensupları; "Suriyeli Sığınmacı" ve "yasadışı düzensiz göçmen Afgan Vatandaşlarıyla" tarihten bugüne aynı tarihi ve kaderi paylaşan Anadolu ve Rumeli'nin asli vatandaşlarını aynı kefeye koyup, mukayese etme gafletinde bulunuyor. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde ve tüm dünyada yaşayan biz Rumeli-Balkan Kökenliler, iç tüketime yönelik siyasetin bir figürü haline getirilerek incitilmek, misafir kardeşlerimizle mukayese edilme yanlışında misal olmak istemiyoruz. Çünkü Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi: "Muhacir diye küçümsenenler, tarihin yazdığı savaşlarda en geriye kalanlar, yani düşmanla sonuna kadar dövüşenler, çekilen ordunun ricat hatlarını sağlamak için kendini feda edenler ve düşman karşısında kaçmak, çekilmek nedir bilmeyenlerdir. Muhacirler kaybedilmiş topraklarımızın aziz hatıralarıdır".

Ne tarihî, ne uluslararası hukuk, ne sosyolojik, ne de reel-politik olarak Suriyeli veya diğer bölgelerden gelen misafirlerimiz Rumeli-Balkan Muhacirleri (veya dildeki değişim ile göçmenleri) ile bir değildir, mukayese edilemez. Bizler Rumeli'ye zaten Osmanlı İmparatorluğu tebaası olarak gittik ve dönemin stratejik tercihleri doğrultusunda gönderildiğimiz Rumeli'den tekrar aynı kimliklerimize döndük, bizim hicretimiz bir ülke içi göçten ibarettir. Mağdur olan Suriyeli kardeşlerimiz ise burada misafir ve bir gün geri dönecekler ümidindeyiz. Bu zorunlu açıklama, son günlerde tarih ve uluslararası hukuk bilgisinden yoksun, kötü niyetli açıklamalara genel bir cevap niteliğinde olup bir gündelik siyasi açıklama değil, insan hak ve hürriyetleri çerçevesinde bir duruşun ifadesidir.

Saygılarımızla arz ederiz.

RUMELİ KANAAT ÖNDERLERİ
ATİLLA BAYKAL Tek Rumeli Tv Sahibi, İş Adamı
MEHMET MÜEZZİNOÄžLU Geçmiş Dönem Bakan
LÜTFULLAH KAYALAR Geçmiş Dönem Bakan
ALAADDİN BÜYÜKKAYA İş Adamı, Geçmiş Dönem Bakan Yardımcısı, Geçmiş
Dönem Vekil, Ak Parti Kurucu İstanbul İl Başkanı
RECEP ALTEPE Makine mühendisi, Geçmiş Dönem Bursa Büyükşehir
Belediye Başkanı
MELEK ARAS İş Adamı, Rumeli Türkleri Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı
BURHANETTİN HAKGÜDER Av. Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Bşk.
BİHLUN TAMAYLIGİL Geçmiş dönem İstanbul Milletvekili
PROF.DR. ÂDEM FAZLIOÄžLU Üroloji Dok., Rumeli Türk Dernekleri Fed. Yön.
PROF.DR. TAMER DODURKA Rumeli Üniversitesi Rektörü.
ÖNDER MATLI Geçmiş Dönem Bursa Milletvekili, İş Adamı
SELMAN YENİGÜN Emekli Vali
SÜHEYL ÇOBANOÄžLU Em. Kıdemli Albay, Rumeli Balkan Stratejik Araştırmalar
Merkezi (RUBASAM) Başkan V
AKKAN SUVER Gazeteci, yazar, Marmara Grubu Başkanı
BAHRİ SİPAHİ Geçmiş Dönem İstanbul Milletvekili
MÜKREMİN DUYGUN Akdeniz Balkan Türkleri Federasyonu Başkanı
İSA KAYIM İş Adamı, Prizrenliler Derneği Başkanı,
SALİH AKGÜL Salcano Bisikletleri Yön. Kurulu Başkanı, Türkiye Bosna
Sancak Derneği
BAYRAM VARDAR RUMELİSİAD Kurucu Üyesi, Eski Bürokrat, İş Adamı
METİN EDİRNELİ Araştırmacı-yazar, tv yapımcısı-medya yapımcısı yön.

Haberler


İskeçeli Türk azınlık temsilcileri Gencerli’yi ziyaret etti

Rodop ve Smolyan yerel yönetimlerinden ekonomik iş birliği mesajı

DEB Partisi Bıyıklıköy’ü ziyaret etti

ABTTF ve BTAYTD, BM Azınlık Sorunları Forumu için Cenevre’deydi

Gümülcine S. Müftülüğünün ’Manevi Destek Programı’ devam ediyor

Topsidis’ten, Şahin’de yeni itfaiye istasyonu açıklaması

Selanik metrosu nihayet açılıyor

İskeçe’de gaz kaçağı faciası

SİRİZA’dan iki istifa daha

Yunan Çözümü Milletvekili Hitas’dan şaşırtan soru: ‘Trampa’yı sınır dışı etmeyi düşünüyor musunuz?’

Yunanistan - Türkiye Deniz Kuvvetleri bir araya geldi

İnhanlı Belediyesinden borç yapılandırma imkanı