11-05-2022
'Yunan Algısında Türk İmgesi' paneli düzenlendi
Edirne'deki Trakya Üniversitesinde (TÜ) "Yunan Algısında Türk İmgesi" paneli düzenlendi.
Edirne'deki Trakya Üniversitesinde (TÜ) "Yunan Algısında Türk İmgesi" paneli düzenlendi.
Trakya Üniversitesi Balkan Araştırma Enstitüsü ve Rodos, İstanköy ve Oniki Ada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği iş birliğinde düzenlenen konferans İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Prof. Dr. Fehmi Yıldız Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
Panelin başında yapılan açılış konuşmasında ,Balkan Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. İbrahim Kelağa Ahmet, "Enstitümüz, misyonları doğrultusunda odak noktası Balkanlar olan akademik yayınları, tarandığı indekslerle saygınlığını kazanmış dergisi, düzenlediği kongre, çalıştay ve panel gibi farklı bilimsel etkinliklerle ve son bir yıldan beri de Balkanlarda yaşanan siyasi, ekonomik ve kültürel gelişmeleri yayınladığı haftalık Balkan Raporları ile kamuoyu bilgisine sunarak toplumsal katkı boyutu da olan faaliyetlerini sürdürmektedir. İki yılı aşkın bir süredir devam eden pandeminin etkilerinin belirgin ölçülerde azalmasıyla yüz yüze gerçekleştirdiğimiz ilk etkinliğimiz olan bugünkü panelimizde üç değerli konuşmacıyı dinleme fırsatı bulacağız" diyerek panelin hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür etti.
Ardından Rodos, İstanköy ve Oniki Ada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, açılık konuşması yaparak Rodos, İstanköy ve Oniki Ada Türklerinin tarihleri ve güncel durumları hakkında bilgi verdi.
Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu da açılış konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Trakya Üniversitesi, Türkiye'deki üniversiteler içerisinde Balkanlar denince ilk akla gelen, bütün hareket tarzını Balkanlara göre tespit etmeye çalışan, her gün Balkanlarla ilgili ne yapsak diye düşünen bir üniversite. Türkiye'nin tek Balkan enstitüsünün sahibi. Balkanlı öğrencilerin Türkiye'de en çok tercih ettiği bir üniversite. 5279 uluslararası öğrenciden 4500'ü Balkan kökenli. Balkanlarda pek çok üniversiteye, pek çok bölgeye dokunuyoruz, dokunmaya devam edeceğiz. Balkan Araştırma Enstitüsü de son yıllarda artan bir ivme ile bu bölge ile ilgili hemen her konuda özel çalışmalar planlamakta. Çok yeni çıkmış üç kitabın arkasından şimdi bu panel ile yüz yüze toplantıların da başladığı bir döneme giriyoruz. Panel içerik olarak çok da özel bir konuyu ihtiva ediyor. Yunanistan Türkleri deyince akla Batı Trakya Türkleri gelse de adalarda yaşayan Türkler de var. Bu sebeple panel ayrı bir önem arz ediyor."
Açılış konuşmalarının ardından, katılımcıların özgeçmişleri okunarak, moderatörlüğünü Balkan Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Ali Hüseyinoğlu'nun yaptığı "Yunan İmgesinde Türk Algısı" paneline geçildi.
İki amcasının Balkan Savaşları sırasında Edirne'de şehit olması dolayısıyla Edirne'nin kendisi için özel bir yere sahip olduğunu söyleyerek söze başlayan Rodos, İstanköy ve Oniki Ada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, Yunanistan algısındaki Türk imgesinin olumlu ve olumsuz hallerini bilmeden olumlu hale getirmek için neler yapılması gerektiğinin tam olarak bilinemeyeceğini belirtti. Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, "Ege'nin iki kenarında iki halk yaşıyor ve iki devlet var. Ancak bu iki halk ve iki devlet arasında tarihsel süreç içerisinde ve Cumhuriyet döneminde de devam eden sorunlar ve birtakım olumsuz ilişkiler var. Bunun siyasal boyutları konusunda yapılmış fazla sayıda çalışma var. Ancak Yunan halkında Türk imgesi neyi ifade ettiğine ilişkin çalışmalar yeterli değil. Bu şu açıdan önem arz etmektedir. Eğer biz Yunan algısındaki bu imgenin olumlu ve olumsuz kültürel boyutlarını bilmezsek, bunların süreç içerisinde nasıl olumlu hale dönüştürebileceğimizi bilemeyiz" diyerek, Yunan halkında Türk imgesi, kültürel boyutları, Batı ile bağlantısının var olup olmadığı, 21. yüzyılda bile Batı kaynaklı filmler ve diziler ile yabancı dillerde Türkler aleyhine söylenmiş sözcük, deyim ve atasözlerinde tortulaşmış önyargıların devam ettiğinin gözlemlenmesi hakkında detaylı bilgiler verdi.
Yunanistan'ın Osmanlı Devleti'nden ayrılarak kuruluşu, Yunan Ortodoks Kilisesi'nin kuruluşu ile ilgili bilgiler vererek konuşmasına başlayan İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Nilüfer Erdem, "Yunanistan'ın Megali İdea Hayali" konulu sunumunu yaptı. Megali İdea'nın ortaya çıkışı hakkında bilgiler veren Doç. Dr. Nilüfer Erdem, "Atina Üniversitesi ilk kurulduğunda Yunanistan'ın ihtiyacı olan kadroları yetiştirmekti. Ancak bu üniversite kurulduktan sonra Anadolu'da ve Trakya'da yaşayan bütün Rumlar bu üniversitede eğitim almak için öğrenci oldular. Dolayısıyla Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşayan Rumlar, Rum gençleri Atina Üniversitesinde öğrendiklerini zaman içinde Anadolu'ya ve tüm Trakya'ya taşıdılar. Atina Üniversitesi, Rum gençlerin yetiştikleri bir merkeze dönüştü. Bir diğer ifadeyle Yunanistan bu gençler kanalıyla ideolojisini Osmanlı İmparatorluğu'na doğru ihraç etti. Diğer taraftan Antik Yunan tarihi, Yunan devleti ile ilişkilendirilmiş ve sanki kesintisiz olarak devam ediyormuş gibi anlatılır. Bu şekilde lanse edilerek de Megali İdea'nın temelleri teşkil edilmektedir" dedi.
Panele konuşmacı olarak katılan Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Neval Konuk Halaçoğlu ise "Yunanistan'da Osmanlı Kamusal Yapılarının Kimliğini Gizleme Travması ve Politikası" konulu sunumunu gerçekleştirdi. Dr. Neval Konuk Halaçoğlu, gizlenmenin fiziki olarak olmadığını, kamusal yapıların kimliklerinin gizlenerek özellikle 19. yüzyıl kamusal yapılarının tescilinin dahi olmadığını vurguladı. Batı Trakya bölgesinde Kavala ve Drama'da özellikle son 20-25 yılda hızlı bir şekilde kiliseye dönüştürülen camiler, mescitler, askeri hastaneler, adliyeler, Selanik ve Yunanistan'ın çeşitli bölgelerinde cemaat olmadığı için kullanım değiştiren mimari eserler hakkında görseller eşliğinde bilgilendirmelerde bulundu.