20-02-2016
"Yunanistan azınlığın anlaşmalardan doğan haklarını gasp ediyor"
Yrd. Doç. Dr. Turgay Cin Selanik'teki İslam Bilimleri Bölümü'nü değerlendirdi...
İzmir'deki Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Devletler Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Turgay Cin, Selanik'te açılması planlanan "İslam Bilimleri Bölümü"nü GÜNDEM için değerlendirdi. Aslen İskeçeli olan Turgay Cin, Selanik Aristotelio Üniversitesi Teoloji Bölümüne bağlı olarak faaliyete geçecek İslam Bilimleri Bölümü'nü uluslararası anlaşmalar çerçevesinde ele aldı.
Değerlendirmesinde Batı Trakya Müslüman Türk azınlığının hukuki statüsünü belirleyen anlaşmalara değinen Turgay Cin, Yunanistan'ın bu anlaşmalardan doğan hakları azınlığın kullanmasına izin vermediğini belirtti. "Yunanistan yönetimi, Aristotelio Üniversitesi Teoloji Fakültesi'ne bağlı bir yüksekokul açarken Yunanistan'daki Müslüman Türk azınlığın antlaşmalarla tanınan haklarını gasp etmektedir." diyen Cin, anlaşmalar uyarınca Yunanistan'ın, Batı Trakya Müslüman Türk azınlığı için din adamı yetiştirecek, azınlığa ait özerk ve özel bir eğitim kurumu açma yükümlülüğünün olduğunu vurguladı. Turgay Cin, Yunanistan'ın Türkiye'de özel ve özerk bir Ruhban Okulu talep ettiğini, ülke içinde Müslüman Türk azınlığa yönelik olarak ise tam tersini uygulamaya çalıştığını ifade etti.
Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Devletler Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Turgay Cin'in yazısı şöyle:
TURGAY CİN: "YUNANİSTAN AZINLIÄžIN ANLAŞMALARDAN DOÄžAN HAKLARINI GASP ETMEKTEDİR"
Yunanistan'daki Müslüman Türk azınlığın (-sadece Batı Trakya Müslüman Türk azınlığın değil, çünkü 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barış Antlaşması'nın 45. maddesi "Yunanistan'daki Müslüman azınlık"tan söz etmektedir.-) hukuki statüsünü belirleyen ve Yunanistan'ın küllendirmeye çalışmasına rağmen hâlâ yürürlükte bulunan 1881 İstanbul, 1913 Atina, 1919 Yunanistan'daki Azınlıkların Korunmasına ilişkin Sevr ve 1923 Lozan Barış Antlaşması'dır.
Bahse konu bu antlaşmalar incelendiğinde Yunanistan'daki Müslüman Türk azınlığın a) Hukuki özerkliği, b) İdari özerkliği ve c) Eğitim ve öğretim özerkliğinin mevcut olduğu görülecektir. Fakat Yunanistan yönetimleri, antlaşmalarla tanınan bu hakları Yunanistan'daki Müslüman Türk azınlığa tanımamak için, Türk azınlığın antlaşmalarla güvence altına alınan bu hakları talep etmekte ve kullanmakta gösterdikleri acizlikten doğan boşluktan da yararlanarak, Aristotelio Üniversitesi Teoloji Fakültesi'ne bağlı olarak faaliyet gösterecek yeni bir bölümün önümüzdeki akademik yıldan itibaren eğitime başlatmakla doldurmak ve kendi lehine çıkarlar sağlamaya çalışmaktadır.
Özellikle 1913 Atina Barış Antlaşması'nın 3 Numaralı Protokolünde, kadı, müftü, yani dini, hukuku bilen din görevlileri yetiştirmek üzere bir yüksekokulun açılması öngörülmektedir.
Yunanistan yönetimi, Aristotelio Üniversitesi Teoloji Fakültesi'ne bağlı bir yüksekokul açarken Yunanistan'daki Müslüman Türk azınlığın (bu arada Batı Trakya'daki Müslüman Türklerin de) antlaşmalarla tanınan haklarını (Müslüman Türk azınlığın bir ihtiyacını ve Yunanistan da böylece antlaşmalardan kaynaklanan yükümlülüğünü ortadan kaldırarak!) gasp etmektedir.
Yunanistan, Yunanistan'da böyle bir tavır sergilerken, İstanbul'da Heybeliada Ruhban Özel, Özerk Yüksekokulunun YÖK'e bağlı ya da Türkiye Cumhuriyeti İstanbul Üniversitesi'ne bağlı olarak açılmasına karşı çıkmaktadır. Önemle belirtmeliyiz ki, ne 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barış Antlaşması'nda, ne de başka bir antlaşmada Türkiye'nin, özel ve özerk nitelikli bir yüksek ruhban okulu açma yükümlülüğü yoktur. Fakat Yunanistan'ın özel ve özerk nitelikli İslâm din görevlisi yetiştirecek bir yüksekokul açma yükümlülüğü ve sorumluğu mevcuttur.
Yine Yunanistan'da antlaşmalar uyarınca bir Başmüftülük kurumunun açılması icap ederken, buna izin vermeyen Yunanistan, Türkiye'de "ekümenik patrikhanenin" resmen ve hukuken tanınmasını talep etmektedir. Oysa Türkiye'nin, taraf olduğu antlaşmalarla böyle bir yükümlülüğü yoktur. Fakat Lozan Konferansı'nda varılan mutabakat gereği, Osmanlı dönemindeki Patrikhane'nin idari ve siyasi yetkileri iptal edilerek, İstanbul'daki Rum azınlığın münhasıran dini konulardaki sorunlarını çözecek nitelikteki Başpiskoposluk statüsüne indirgenmiştir. Başka bir deyişle; hukuken Türkiye'de Patrikhane kurumu yoktur. İstanbul Rumları kendilerine antlaşmalarla, hukuken tanınmayan bir statüyü talep ederlerken, Yunanistan'daki Müslüman Türk azınlığın kendilerine antlaşmalarla hukuken tanınmış ve var olan statüyü Yunan yönetimlerinin engellemeleri nedenleriyle gerçekleştirememektedirler. Bir taraf, var olmayanı talep ederken, diğer taraf ise antlaşmalarla kendilerine tanınmış ve var olanın engellemeleriyle karşı karşıya kalmaktadır. Bu büyük bir haksızlıktır ve adaletsizliktir.
Bu durumda Türkiye'deki İstanbul Rumları ile Yunanistan'daki Müslüman Türk azınlığı birlikte düşünülerek hukuki bir kavram olan adaletin, diğer taraftan siyasi bir kavram olan dengenin her iki taraf bakımından da sağlanması gerekmektedir.
Sonuç olarak, Yunanistan'da Yunanistan yönetimi, Aristotelio Üniversitesi Teoloji Fakültesi'ne bağlı İslâm din görevlisi yetiştirecek bir yüksekokul açınca, Türkiye de antlaşmalarla Ortodoks Hıristiyan din görevlisi yetiştirecek bir yüksekokul açma yükümlülüğü olmadığı halde, bir iyi niyet gösterisi olarak Yunanistan'ın talep ettiği "Heybeliada Özel, Özerk Yüksekokulu"nu aynı Yunanistan'daki statüde YÖK'e ve İstanbul Üniversitesi'ne bağlı olarak açabilir.
Diğer taraftan, Türkiye ile Yunanistan arasındaki antlaşmalar uyarınca Avrupa Birliği üyesi Yunanistan'ın hâlâ engellemeye devam ettiği Başmüftülük kurumunun açılması ve yine Yunanistan'ın yükümlülük altına girdiği Müslüman Türk cemaati tarafından müftülerini özgür iradeleriyle seçmelerine izin verilmelidir. Son olarak Yunanistan'daki Başmüftünün İstanbul'daki karşılığı ya da dengi; Başpiskopos, Müftülerin dengi ise İstanbul'daki despotlar başka bir ifade ile metropolitlerdir.
Türkiye ile Yunanistan arasındaki bu azınlık meseleleri konusundaki uyuşmazlıklarda karşılıklı adalet ve denge bu şekilde sağlandıktan sonra çözüm sağlanabilir. Zaten bunun hukuki zeminini yukarıda saydığım antlaşmalar sağlamaktadır. En dengeli, adaletli ve barışa hizmet eden, mantıklı çözüm yolu herhalde bu olsa gerek."
TURGAY CİN KİMDİR?
İskeçe'de dünyaya gelen Turgay Cin, ilkokul, ortaokul ve liseyi İskeçe'deki Türk azınlık okullarında tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olan Turgay Cin, 1996'da Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nün Kamu Hukuku Ana Bilim Dalında yüksek lisansını tamamladı. Aynı enstitüde Kamu Hukuku Ana Bilim Dalında doktorasını tamamlayarak Kamu Hukuku Ana Bilim Dalında Devletler Hukuku uzmanı oldu.
Turgay Cin, Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Devletler Hukuku Ana Bilim Dalında Ocak 2003'den itibaren öğretim üyesi ve Ana Bilim Dalı Başkanı olarak görev yapmaktadır. Hukukun Temel Kavramları, Devletler Umumi Hukuku, Anayasa Hukuku, Deniz Hukuku, İnsan Hakları Hukuku, Hava Hukuku lisans ve Uluslararası Hukukta Temel Hak ve Özgürlükler ile Balkanlarda Çok Kültürlülük ve Azınlık Hakları Hukuku yüksek lisans ve doktora dersleri vermektedir.
Turgay Cin'in, "Yunanistan'daki Türk Azınlığın Hukuki Özerkliği" (Müftülük Meseleleriyle İlgili Yunan Yargıtay ve Danıştay Kararları ve Diğer Belgeler), "Türk-Yunan İlişkilerinde İki Eski Başkent: Gümülcine - İstanbul", "Yunanistan'daki Müslüman Türk Azınlığın Din ve Vicdan Özgürlüğü" (Başmüftülük ve Müftülükler Sorunu) isimli üç kitabı yayımlanmıştır.