Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), Batı Trakya Türk toplumunu temsilen 28-29 Mart tarihleri arasında Avusturya'nın başkenti Viyana'da düzenlenen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Ek İnsani Boyut Toplantısı'na katıldı.

AGİT Dönem Başkanı Polonya ve AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi (ODIHR) tarafından düzenlenen "Uluslararası insani hukuk ve uluslararası insan hakları hukuku ihlallerini ele almak için uluslararası iş birliği'' başlıklı toplantıya ABTTF Brüksel Temsilciliği'nden Deniz Servantie iştirak etti.

AGİT Dönem Başkanı Polonya Dışişleri Bakanı Zbigniew Rau ve AGİT/ODIHR Direktörü Matteo Mecacci'nin açılış konuşmaları ile başlayan toplantıya AGİT katılımcı Devletleri, AGİT kurumları, uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile konunun uzmanı araştırmacılar katıldı.

Toplantının "Uluslararası insani ve insan hakları hukuku ihlallerinin araştırılması ve belgelenmesi" başlıklı ikinci oturumunda konuşan ABTTF, Yunanistan'ın Batı Trakya Türk toplumunu ulusal azınlık olarak tanımadığı ve "Türk" kimliğini reddettiğinin altını çizerek, siyasetteki nefret söyleminin Türk toplumuna yönelik yapısal ve sistematik ayrımcılığın bir parçası olduğunu kaydetti.

ABTTF'nin Batı Trakya Türk toplumunu hedef alan nefret söylemi ve nefret suçlarını her yıl düzenli olarak AGİT'e rapor ettiğini ve bunların AGİT Nefret Suçları Raporu'nda yer aldığını belirten ABTTF, AGİT katılımcı devletlerine hükümet ve sivil toplumun AGİT taahhütlerinin uygulanmasında aktif bir şekilde angaje olmasını sağlamak amacıyla raporlama ve veri toplama konusunda sivil toplum kuruluşları ile iş birliğinin geliştirilmesi için farklı arka plana sahip kişi veya gruplara yönelik destek ve eğitim programları yürütme çağrısında bulundu.

Yanıt hakkını kullanan Yunanistan delegasyonu, Yunan devletinin Batı Trakya Türk toplumuna dair resmi görüşünü tekrar ederek, Yunanistan'ın "(Batı) Trakya'daki Müslüman azınlığı" tanıdığını belirtti ve azınlığın dini bir azınlık olduğunu ileri sürdü. Yunanistan, azınlık mensuplarının birçok hakka sahip olduğunu, siyasi tartışmalara aktif bir şekilde katıldığını iddia etti.