17-03-2022
Horozlu'da bile isteye işlenen suç ve vandalizmin ayak sesleri...
İskeçe'nin Horozlu köyünde önceki gün ciddi bir suç işlendi. Dini, kültürel ve tarihi değerlere yönelik bir suç.
İskeçe'nin Horozlu köyünde önceki gün ciddi bir suç işlendi. Dini, kültürel ve tarihi değerlere yönelik bir suç.
İskeçe SİRİZA Milletvekil Hüseyin Zeybek'in ifadesiyle bir "cinayet". "Bir kültür yok edildi. Koskoca mezarlıkta dinimizi ve tarihimizi hatırlatacak bir şey kalmadı."
Bu suçun ana sorumlusu, Bulustra (Avdira) Belediye Başkanı Yorgos Çitiridis.
Çitiridis, bölgede yetişmiş, eğitiminin ve iş hayatının bir bölümünü Atina'da tamamladıktan sonra yine doğduğu, büyüdüğü topraklara dönmüş bir eğitimci. 1971 yılı Hemitli köyü doğumlu. Bölgeyi, bölgenin hassasiyetlerini, değerlerini hem yaşı hem de donanımı gereği bilmesi gerektiği düşüncesindeyim.
Belediye Başkanı, Batı Trakya Türk Azınlığına ait mezarlığın kayıtlı olmadığını ve köyde mütevelli heyeti bulunmamasını ileri sürerek bu tarihi mezarlığın bulunduğu alana bir futbol sahası ve bazı sosyal tesisler yapmak üzere yola koyulmuş. Üstelik de İskeçe KİNAL Milletvekili Burhan Baran'ın belirttiği üzere Avrupa Birliği'nden sağladığı bir fonla...
Çitiridis, söz konusu arazinin 1970'li yıllardan bu yana belediyeye ait olmasının arkasına sığınıyor. Söz konusu arazinin mezarlık olduğunu inkar etmiyor. Ama içerisine iş makinelerinin girmesinde, yerle bir edilmesinde bir sakınca görmüyor. Asırlık mezar taşları kırılıyor, manevi, tarihi değerler görmezden gelinerek hoyratça bir kenara atılıyor.
Mezarlıklar, her toplumun kutsal mekanlarıdır. Dokunulmazlarıdır... Horozlu köyünde yerle bir edilen asırlık mezarlığın ise hem manevi hem de tarihi değeri vardı.
Bu manevi ve tarihi değerler bir çırpıda yok edildi. Bu bölgenin yerleşik halkı olan azınlığın atalarına, inançlarına, maneviyatına saygısızlık yapıldı. Tarihi izler yok edildi.
Geri dönüşü olmayan bir tahribattan bahsediyoruz. Özür ya da başka bir şekilde telafi edilemeyecek bir oldubittiyle karşı karşıyayız.
Tarihi ve kültürel miraslara sahip çıkmak, bunları korumak hepimizin boynunun borcu. Kime, hangi döneme ait olduğuna bakmaksızın.
Tarihten bize miras kalan bırakın bir mezar taşını, bir çakıl taşını bile korumakla mükellefiz. Bunun aksi, yasalarla da cezaları belirlenmiş bir suçtur.
Tarihin izlerini yok eden bu vandallığın, UNESCO gibi kültürel mirasları korumaya yönelik kurum ve kuruluşlara bir an önce iletilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Tabii bu noktada, müftülük ve vakıflarda seçimlerin yapılamamasının doğurduğu olumsuz sonuçları da birebir yaşadığımıza dikkat çekmek istiyorum.
Her geçen gün vakıf mallarımızın yok olduğuna, eridiğine tanık oluyoruz ne yazık ki. Kültürel mirasımıza sahip çıkma, koruma mekanizmalarımızın elimizden alınmasının sebebi de bu değil mi zaten?
Horozlu tarihi mezarlığında yaşanan bu durumu dikkate alarak (ki geçmişte de benzer olaylar yaşanmıştır) azınlık olarak harekete geçmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Mesela bir envanter çalışmasına girişebiliriz. Seçilmiş müftülerimizin öncülüğünde ve gözetiminde, köylerimizdeki vakıf mallarımızın kaydı konusunda, mimar ve tarihçilerimizin de katılımıyla ciddi ve bilimsel bir çalışma yapılabilir. Ne, nerede, ne kadar, ne durumda...
Bu bir tarafa, yeniden Horuzlu'da yaşananlara dönüp bakacak olursak... Horozlu tarihi mezarlığından geriye bir hiç kaldı. Yok edilen mezar taşlarıyla bir dönemin izleri silindi. Tarihe, kültüre, manevi duygulara hakaret edildi.
Yazıklar olsun...