14-08-2021
İlhan Tahsin: ’Gözaltında bana yapılan uygulamanın cevabını bekliyorum’
Gazeteci İlhan Tahsin, Yunanistan'a girişte rapid test yaptırmayı reddettiği gerekçesiyle gözaltına alındığını bildirdi. Konuyla ilgili Birlik Gazetesi'nin web sitesinde "Gözaltında Bana Yapılan Uygulamanın Cevabını Bekliyorum" başlığıyla bir yazı kaleme alan İlhan Tahsin, hukuki yollardan hakkını arayacağını, gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağını belirtti.
14 Ağustos 2021 Cumartesi
İlhan Tahsin, 11 Ağustos Çarşamba günü Kipi sınır kapısından ülkeye giriş yaptıktan sonra Gümülcine şehir merkezinde polis otosu tarafından aracının durdurulduğunu ve eşiyle birlikte Gümülcine Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldüğünü anlattı. Eşi ve kendisinin 14.00 ila 20.00 saatleri arasında gözaltında tutulduğunu söyleyen İlhan Tahsin, eşinin daha sonra serbest bırakıldığını kaydetti.
İlhan Tahsin başından geçenleri yazısında şöyle anlattı:
"Bir günlük iş seyahati yapmak üzere Türkiye'ye giriş yaptım ve aynı gün içerisinde yaklaşık 4 saat sonra da tekrar ülkem Yunanistan'a, yasaların ve Covid-19 önlemleri kapsamında (EU DIGITAL COVİD-19 CERTİFİCATE) aşı sertifikası ve diğer gerekli evraklarla birlikte giriş yapmak üzere gümrük sahasına polis kontrol noktasına geldim. Görevli polis tüm evrakları inceledikten sonra bana dönerek "sayın İlhan gidebilirsiniz" dedi ve devamında aracımla gümrük memurlarının bulunduğu noktaya geldim. Gümrük memuruna gümrüğe tabi eşyam olmadığını söyledim "gidebilirsin" dedi.
Kipi Gümrük Kapısı'nda bulunan EODY ekibi de hemen sağımızda park halinde bulunan yabancı plakalı araçlardaki yolculara rapid test uygulaması yapıyordu.
Aracımın Yunan plakası olduğunu gören EODY ekibinden bir bayan görevlisi "bırakın geçsin Yunan plakalı o araç" dedi ve bana seslenerek "geçin beyefendi" dedi ve ben de hafifçe gaza basarak gümrük sahasından ayrıldım.
Ne olduysa, ne yaşandıysa buradan ayrıldıktan sonra olmuş ve ben ve eşim arkamızdan yaşananlardan habersiz yolumuza gayet normal bir şekilde devam ettik.
Gümülcine'de bana polis merkezinde söylenen ve daha sonra da hakkımdaki yazılı suçlama, rapid test yapmayı kabul etmemişim ve buna karşı çıkarak hızla aracımla gümrük sahasından kaçmışım. Gerekçe ve suçlama bundan ibaret.
Tüm bunların neticesinde, gümrük sahasındaki yoğunluk, oradaki konuşmalar ve gürültülü ortam bazı yanlış anlaşılmalara ve duymamazlığa sebebiyet vermiş olabilir.
Ancak beni ve eşimi saatlerce Gümülcine Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltında tutmalarına, sonra da eşimi serbest bıratıktan sonra, beni Dedeağaç'a nöbetçi Savcıya sevk edeceklerini söylemeleri, sonra da Savcının karşısına uygun giysiyle çıkmak isteme talebim üzere polis ekibiyle birlikte evime kadar götürmeleri, üzerimi değiştirdikten sonra da yine sirenler çalarak beni Gümülcine-Dedeağaç otoyolu üzerinde bulunan gişelere kadar götürerek, oradan da başka bir sivil polis aracı ile önce Dedeağaç sonra da ani bir değişiklik yaşanarak Dedeağaç Savcılığı yerine, Ferecik kasabasında bulunan Kaçak Göçmen Kabul ve Kimlik Tespiti Merkezine sevketmelerine bir anlam veremedim.
Boy boy fotoğraflar, daha neler neler
Esasen bu merkezde ifademin alınmasından sonra, ki bunu da normal karşılıyorum, sonrasında tabi tutulduğum uygulamaya gelince de asla kabul edilemeyecek bir durum olduğunu düşünüyorum ve buna bir açıklık getirilmesini talep ediyorum.
Duvarda bulunan sabit metre ölçeği ile boyumu ölçtüler, sabıkalı tabelası ile kayıt numarası oluşturdular, boy boy uzaktan ve yakından gözlüklü gözlüksüz maskeli maskesiz düz ve yan profil fotoğraflarımı çektiler.
İki elimin serçe parmaklarından tutun da baş parmaklarıma kadar, avuç içlerimi, avuç içi yanlarını defalarca ışıklı cihazda tarayarak izlerini kaydettiler. Bu da yetmedi, siyah boya sürerek tekrardan parmak izi aldılar. Bu da yetmedi, bir krem sürerek tekrar baş parmaklarımın izlerini kaydettiler. Sonra da bir belge imazalattılar. Sorduğumda, bu işlemlerin yapılması ve hakkınızda dosya oluşturulması için dediler.
Sonra da en önemlisi "Savcı artık serbest kalma kararı verdi" dediler ve 5.000 Euro da ceza makbuzunu elime verdiler. "Tutuksuz yargılanmak üzere artık buradan evine gidebilirsin" dediler.
Gümülcine'den polis ekipleriyle alıp getirdikleri 91 km mesafedeki Ferecik'ten evime sağolsun değerli bir kardeşimin yardımıyla ancak sabaha karşı saat 03:30 ulaşabildim.
Evet, ben bu muameleyi hak edecek hiç bir kötü olay yaratmadım. Rapid testi yapmayı redetmedim çünkü benden böyle bir talepte bulunulmadı. Kaldı ki bir dava da görülmedi, suçum belli değil, ama yukarıdaki akıl almaz uygulamaları bizzat yaşadım.
Bunları neden yazıyorum, ben bir gazeteciyim, ben bir kaçak göçmen veya mülteci değilim, terörist asla değilim, yaşadığım vatanıma kaçak girmedim, bu sebepten dolayı suçsuzum, haklıyım, güçlüyüm. Vatanım Yunanistan'ın yasalarına saygılıyım, adaletine güvenmek istiyorum.
Tabii ki de eğer bir suç işlemişsem ve bu yargılanma sonucu kanıtlanmışsa ki henüz mahkemeye dahi çıkarılmadım, Dedeağaç'taki nöbetçi mahkemeye değil de neden gece vakti iki polis aracı değiştirilerek Ferecik Kaçak Göçmen Kabul ve Kimlik Tespiti Merkezine sevk edildim.
Burada tekrardan saatlerce neden gözaltında tutuldum ve neden bu yukarıda belirttiğim uygulama yapıldı? İfade vermek istedim ve ifademi verdikten sonra serbest kalmam gerekiyordu. Onun da Gümülcine'de gözaltında tutulduğum saatler içerisinde yapılabilirdi. Ancak ifademden sonra nezaret bölümünde fotoğraf çalışması ve fişleme işlemi başladı ve dakikalarca sürdü.
Bu sorunun cevabını sonuna kadar hukuki yollarla arayacağım. Gerekirse iç yargıdan sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar gideceğimi de belirtmek isterim."