21-06-2021
BTAYTD ve BİHLİMDER müftü Mete hakkında verilen kararı kınadı
Batı Trakya'daki Türk azınlık kurumları, İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete'nin beş yıl önce yaptığı bir konuşmada Rauf Denktaş benzetmesinde bulunduğu gerekçesiyle Selanik'te yargılandığı davada 15 ay hapis cezasına çarptırılmasını kınamaya devam ediyor.
21 Haziran 2021 Pazartesi
Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği ile Batı Trakya İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği (BİHLİMDER), İskeçe Müftüsü Ahmet Mete'nin Selanik Adliyesindeki duruşmada 15 ay hapis cezasına çarptırılmasını kınadı.
BATI TRAKYA AZINLIÄžI YÜKSEK TAHSİLLİLER DERNEÄžİ'NDEN KINAMA
Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği'nin konuyla ilgili açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
"İskeçe Seçilmiş Müftüsü Sayın Ahmet Mete'nin, Selanik Tek Hakimli Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 15 ay hapis cezasına çarptırılmasını kınıyoruz. Söz konusu karar ile Batı Trakya Türk Müslüman Azınlığın kendi hür iradesi ile seçtiği müftülere yönelik yıpratma politikası amaçlanmaktadır. Bu kararın bir üst mahkemede gözden geçirilip düzeltilmesini temenni etmekteyiz."
BİHLİMDER'İN AÇIKLAMASI
Batı Trakya İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği'nin açıklaması şöyle:
"İskeçe Seçilmiş Müftüsü Sn. Ahmet Mete için Selanik Asliye Hukuk Mahkemesi'nin duruşmada verdiği kararı kınıyoruz.
Ülkemiz Yunanistan'ın temsilcilerinden neredeyse her gün azınlığın ne olup olmadığına dair açıklamalar ve beyanlar duymaktayız. Mahkemenin Ahmet Mete hakkında vermiş olduğu bu kararı temsilen azınlığa dönük yapılan her türlü mesnetsiz tanımlar, teşbih ve benzetmeler de bu kapsamda mı değerlendirilmektedir? Eğer değerlendirilmiyorsa neden adalet burada gereğince tahakkuk etmemekte, sadece azınlığa dönük bir temsilciyi hedefe alarak yargılamaktadır, merak etmekteyiz?
Söz konusu karar, Batı Trakya Türk toplumunu temsil eden kişilere ve kuruluşlara dönük yıpratma ve bölmeyi pekiştirici rol oynamaktadır. Azınlığın kendi hür iradesiyle seçtiği müftülere yönelik hukuki baskı ve yıldırma politikalarını genişletme eğiliminde bir adımdır ve bu adım ülkemiz tarihi aleyhine bir leke olarak kalmadan bir an evvel alınan bu haksız kararın bir üst mahkemece tekrar gözden geçirilerek düzeltilmesini talep etmekteyiz."