12-05-2021
Müftülerimiz ’Mescid-i Aksa ve Kudüs’ toplantısına katıldı
Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif ile İskeçe Müftüsü Ahmet Mete, "Mescid-i Aksa ve Kudüs" olağanüstü gündemiyle düzenlenen toplantıya katıldılar.
Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif ve İskeçe Müftüsü Ahmet Mete, Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından "Mescid-i Aksa ve Kudüs" olağanüstü gündemiyle düzenlenen Dünya İslam Alimleri Birliği toplantısına katıldılar. Dünya İslam Alimleri toplantısında 60 ülkeden yetmiş katılımcı yer aldı.
Çevrim içi düzenlenen toplantı, Ku'rân-ı Kerim tilâvetiyle başladı. T.C. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş açılış konuşmasını yaptı. Erbaş, Gazze'de masumları hedef alan İsrail'e sert tepki gösterdi. Filistin'i işgal edenlerin uluslararası hukuku umursamadıklarını belirten Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, tüm İslam camiasını Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya sahip çıkmaya davet etti. Bu sözlerini, "Tüm Müslümanları ve insanlığı eliyle, diliyle, kalbiyle, tüm imkânlarıyla Mescid-i Aksa ve Kudüs'e sahip çıkmaya davet ediyorum." diyerek vurguladı.
"Mescid-i Aksa ve Kudüs" gündemiyle çevrim içi düzenlenen "Acil Kudüs Toplantısı" sonuç bildirgesinin okunmasıyla sona erdi.
Acil Kudüs Toplantısı'nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatları ve himayeleriyle gerçekleştirildiğini ifade eden Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'ın kamuoyu ile paylaştığı sonuç bildirgesinde şu maddeler yer alıyor:
- Kudüs insanlığın en köklü mirasına şahitlik eden, peygamberlerin aziz hatırasını taşıyan ve Allah'ın yeryüzünde tevhide adadığı Mescid-i Aksa'yı kalbinde bulunduran bir İslam beldesidir.
-İslam'ın ilk kıblesi olan Kudüs, 13 asır boyunca Müslümanların hakimiyeti altında farklı ırkların, dillerin, inançların bir arada yaşadığı barış şehri ve selam yurdu olmuştur. Ancak son asır boyunca terör devletinin işgalci politikalarıyla huzurun şehri Kudüs, acı ve gözyaşı diyarı haline gelmiştir.
- Uluslararası hukuku, ahlakı, kutsal değerleri hiçe sayan azgın ve zorba bir topluluk, Kudüs'ün diğer dinler için kutsiyetini ve insanlık için değerini de ihlal etmektedir. Müslümanların Kudüs'e giriş ve çıkışlarını engellemekte, Mescid-i Aksa ve Kubbetü's Sahra başta olmak üzere halkın mabetlerinde ibadet etme hürriyetlerini engellemektedir. Özellikle son yıllarda bilinçli bir yıldırma politikası uygulamaktadır.
İşgalciler tarafından mabet masuniyeti sürekli ihlal edilmekte ve mübarek Ramazan Ayı'nda Mescid'de ibadet eden Müslümanlara tüm dünyanın gözü önünde silahlarla müdahale edilmektedir. Bu insanlık dışı tutumu şiddetle lanetliyoruz, telin ediyoruz, kınıyoruz.
- Kudüs'te Müslümanların asırlardır yaşadıkları toprakları gasp etme girişimi ve Filistin Halkının zorla evlerinden çıkarılması, tehcire zorlaması bir insanlık suçudur ve asla kabul edilemez. Terör devleti İsrail bu tutumuyla bu coğrafyada barış ve huzurun önündeki en büyük engeldir.
- Unutulmamalıdır ki Dünya barışının yolu Ortadoğu'dan, Ortadoğu barışının yolu ise Kudüs'ten geçmektedir. Kudüs'e barış ise işgalin bir an önce durdurulması ve Müslümanların şehirle olan dini, tarihi ve sosyo-kültürel bağlarının yeniden tesis edilmesiyle mümkün olacaktır. Bu haliyle İşgalci İsrail'in Kudüs'e yönelik saldırıları dünya barışı önündeki en büyük engeldir.
- Bazı ülkelerin büyükelçiliklerini Kudüs'e taşıması terör devletini şımartan vahim bir karardır. Söz konusu ülkeler bu yaklaşımdan derhal vazgeçmelidir.
- Kudüs meselesi sadece Filistinlilerin değil tüm İslam aleminin ortak meselesidir. İşgalciler, Müslümanların dağınıklığından cesaret bulmaktadır. Açıkça ifade etmek isteriz ki, İslam ümmeti tek yürek olarak Filistin'i ve Mescid-i Aksa'yı her daim ve her zeminde savunacaktır.
- Kudüs Filistin'in ebedi başkentidir ve hiçbir güç ya da politika bu hakikati değiştiremeyecektir.
- İslam coğrafyasında Kudüs ve Mescid-i Aksa duyarlılığını canlı ve güçlü tutmak için, Kudüs ziyaretleri teşvik edilecek ve ortak çalışmalar yapılacaktır. Kudüs davasını tüm dünyaya duyurmak ve geleceğe taşımak için İslam ülkelerinde Kudüs Araştırma Merkezlerinin kurulması için işbirliği ile çalışmalar yapılacaktır.
- Kudüs'te adaleti ve hukuku savunmak, aynı zamanda insaf sahibi Yahudilerin, Hristiyanların, uluslararası toplumun, tüm insanlığın görevidir. Bu görev ihmal edilirse, sorumluluk sahipleri Müslümanlar nezdinde samimiyet ve inandırıcılıklarını tamamen kaybedecektir.
- Müslümanlar her halükârda ahlak ve hukuk ilkelerine bağlı kalacak ve Kudüs yeniden herkes için huzurun ve barışın şehri oluncaya kadar mücadeleye devam edilecektir.
Dünya kamuoyuna duyurulur.