Türkiye Dışişleri Bakanı Yardımcısı Yavuz Seleim Kıran Türkiye'nin Gümülcine Başkonsolosluğu'nda yaptığı açıklamalarda, Türkiye olarak azınlıkları iki ülke arasında köprü olarak gördüklerini ifade ederek, Batı Trakya Türk Azınlığının haklarının çiğnenmesine ve aşındırılmasına sessiz kalmayacaklarını vurguladı.

Selanik'teki temasları hakkında bilgi veren Kıran, Selanik'teki soydaşlarla kapsamlı bir görüşme fırsatı bulduklarını belirterek, yaşanan sorunları dinlediklerini söyledi. "Selanik'te yaşayan soydaşlarımızın bayramlarda bile ibadetlerini yapacakları bir caminin olmaması çok üzücü bir durum." diye konuşan Bakan Yardımcısı, Yunan makamlarının bu sorunu çözüme kavuşturması gerektiğini kaydetti.

Kıran şöyle devam etti: "Selanik'te bulunduğumuz sırada şehrin eski fotoğraflarını gördüm. O dönemde şehri süsleyen minareleri fotoğraflardan gördük. Bugün bu görüntü ne yazık ki yok. Bugünkü Selanik'te bir cami bile yok. Soydaşlarımızın bayramlarda bile gideceği ve ibadetlerini yapacakları bir cami bile yok. Bu durumu Yunan makamlarına söylüyoruz ve söylemeye devam edeceğiz."

Selanik'ten sonra Gümülcine'ye geldiklerini ifade eden Kıran, müftülerle ve azınlık sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle görüştüklerini anlattı. Yavuz Selim Kıran, "Batı Trakya Türklerinin sorunlarını dinledik. Birlikle neler yapabileceğimizi değerlendirdik. Azınlık temsilcilerinin görüşleri bizim için son derece önemli. Verimli bir görüşme oldu." diye konuştu.

Kıran, ziyareti sırasında azınlık kurumlarının temsilcileriyle bir araya gelmeye devam edeceklerini, soydaş siyasetçilerle ve azınlık toplumunun her kesimiyle görüşeceklerini, ayrıca Dr. Sadık Ahmet'in kabrini ziyaret edeceklerini belirtti.

Batı Trakya'daki azınlık okullarının sayısının sürekli azaldığına, encümen heyetleri seçimi konusunda problemler yaşandığına dikkat çeken Kıran, encümen heyeti seçimlerinin sekiz kez ertelendiğini hatırlattı. Türkiye olarak Rum azınlığın hakları ve talepleriyle ilgili olarak son yıllarda bir çok olumlu adım attıklarını, Rum azınlığın da bu gelişmelerle ilgili memnuniyetini dile getirdiğini vurgulayan Kıran, aynı tutumu Yunanistan'dan da beklediklerini söyledi.

"Batı Trakya Türk azınlığının statüsü Lozan Barış Antlaşması'yla belirlenmiştir." diyen Türkiye Dışişleri Bakan Yardımcısı Kıran, şöyle devam etti: "Azınlığın eğitim ve din alanındaki özerkliği bu antlaşmayla ve diğer uluslararası anlaşmalarla garanti altına alınmıştır. Biz gerek Rum Ortodoks Azınlığını, gerekse Batı Trakya Türk Azınlığını iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinde köprüler olarak görüyoruz. Rum Azınlığın talep ve beklentilerine de kadim medeniyetimiz ve tarihimize yakışır şekilde hoşgörü ve hukuk temelinde yaklaşıyoruz. Bu konuda en ufak bir özgüven eksikliğimiz yok. Türkiye'de yaşayan azınlıklar bizatihi, sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gösterdiğimizin kararlılığa müteşekkir olduklarını açıkça ifade ediyor. Bu da bizi açıkça mutlu ediyor. Yunan dostlarımızın da bu açıklamalardan gerekli mesajları almalarını temenni ediyoruz. Etnik kimliğin inkarı, özgürlüklerin türlü bahanelerle kısıtlanması maalesef ikili ilişkilerimizi de olumsuz etkiliyor. Soydaşlarımızın huzur ve refahı arttıkça bilinmelidir ki ikili ilişkilerimizde olumlu yansımalarını göreceğiz. Türkiye ve Yunanistan olarak bunları geride bırakıp olumlu bir gündemle ilişkilerimizi ilerletme konusunda biz gerekli iradeye sahibiz. Yeter ki sorunları çözecek ortak iradeye sahip olalım. Sorunları çözmenin en kolay yolu diplomasi ve diyalog. Biz buna inanıyoruz. Bu konuda Yunanistan'ın atacağı her türlü adımı güçlü şekilde destekleyeceğiz. Bu bilinmelidir. Ancak azınlığın haklarının çiğnenmesine, aşındırılmaya çalışılmasına sessiz kalmamızı da kimse beklememeli. Azınlığın haklarını korumak için ikili düzeyde ve uluslararası platformlarda sesimizi yükseltmeye, sesimizi duyurmaya devam edeceğiz."

Yavuz Selim Kıran; yarın Gümülcine, İskeçe ve Dimetoka'da ziyaret ve temaslarda bulunacaklarını ifade etti.