28-04-2021
Batı Trakya Türk heyeti AGİT Ek İnsani Boyut Toplantısı'na katıldı
ABTTF, BTAYTD ve DEB Partisi temsilcilerinden oluşan Batı Trakya Türk heyeti, Batı Trakya Türk toplumunun kendisini doğrudan ilgilendiren konularda yasama ve karar alma sürecine dahil edilmediğini dile getirdi.
Batı Trakya Türk toplumunu temsilen Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği (BTAYTD) ve Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi, 26-27 Nisan 2021 tarihlerinde çevrim içi düzenlenen "Demokratik Yasama: Katılımın Garanti Edilmesi" başlıklı Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Ek İnsani Boyut Toplantısı'na katıldı.
AGİT Dönem Başkanı İsveç ve AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi'nin (ODIHR) birlikte düzenlediği toplantıya ABTTF'den Deniz Servantie ve Nihan Ayan, BTAYTD'den Dr. Pervin Hayrullah ve Kerem Abdurahimoğlu ile DEB Partisi'nden Genel Koordinatör Fatih Hüseyinoğlu katıldı.
AGİT katılımcı Devletleri, sivil toplum kuruluşları, uluslararası kuruluşlar ve ulusal insan hakları kuruluşları temsilcileri ile uzmanların katıldığı toplantı, AGİT Dönem Başkanı İsveç Dışişleri Bakanlığı'ndan İnsan Hakları, Demokrasi ve Hukukun Üstünlüğünden Sorumlu Büyükelçi Annika Ben David, AGİT/ODIHR Direktörü Matteo Mecacci ve AGİT Parlamenter Meclisi Başkanı Peter Lord Bowness'ın açılış konuşmalarıyla başladı.
26 Nisan'daki "Açık ve Kapsayıcı Kanun Yapma" başlıklı ilk oturumda söz alan BTAYTD, Yunanistan'ın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne taraf olmasına rağmen Bekir Usta ve Diğerleri Dava Grubu'ndaki İskeçe Türk Birliği, Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği ve Meriç İli Azınlık Gençleri Derneği ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını siyasi nedenlerden ötürü halen uygulamadığını kaydetti. Hukukun üstünlüğünün temel haksızlığın ve yozlaşmanın önlenmesi için ön koşul olduğunun altını çizen BTAYTD, Batı Trakya Türk toplumu ile ilgili yasa tasarısı hazırlarken Türk toplumunun görüş ve ihtiyaçlarını dikkate alması çağrısında bulundu.
Aynı oturumda konuşan ABTTF, Yunanistan'ın Bekir Usta ve Diğerleri Dava Grubu'ndaki Batı Trakya Türk toplumuna ait derneklerle ilgili AİHM kararlarını tam 13 yıldır uygulamadığını belirterek, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin uyarılarına rağmen söz konusu derneklerin başvurularının AİHM'nin içtihadı ışığında Yunan ulusal mahkemeleri tarafından esas bakımından hala yeniden incelenmediğini ifade etti. AİHM kararlarının uygulanmamasının temelinde Yunanistan'ın Batı Trakya Türk toplumunun etnik Türk kimliğini reddetmesi ve siyasi irade eksikliğinin yattığını not eden ABTTF, Yunanistan'dan aleyhindeki AİHM kararlarını ivedilikle uygulamasını talep etti.
27 Nisan'daki "Kamusal Katılım ve Dijital Alan" başlıklı üçüncü oturumda konuşan ABTTF, Batı Trakya Türk toplumunun Yunanistan'da politika yapım ve karar alma sisteminde yetersiz şekilde temsil edildiğini belirterek, genel seçimler ve Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde siyasi partilerle birlikte bağımsız adaylara uygulanan yüzde 3 seçim barajı nedeniyle Türk toplumunun parlamentoda bağımsız adaylar ya da kendi siyasi partisi yoluyla temsil edilmesinin önünün tıkandığını kaydetti. ABTTF, AGİT'in Ulusal Azınlıkların Kamusal Hayata Etkili Katılımına Dair Lund Tavsiyeleri'nde de ifade edildiği gibi hükümet makamları ve Batı Trakya Türk toplumu arasında bir diyalog mekanizması kurulması çağrısında bulunarak, bunun mevcut sorunların çözümüne yönelik büyük bir adım olacağını ifade etti.
Aynı oturumda konuşan BTAYTD, Yunan makamları tarafından kimlik, eğitim, müftüler ve vakıflar gibi Batı Trakya Türk toplumunu doğrudan ilgilendiren meselelere dair karar ve kanunların Türk toplumunun rızası olmadan keyfi bir şekilde oluşturulduğunu belirterek, Batı Trakya Türk toplumuna ait tarihi okulların isimlerinin değiştirildiğini, "Türk" isimli yasal derneklerin yasaklandığını söyledi. BTAYTD, AGİT katılımcı Devletlerinin Yunanistan'ı daha şeffaf ve kapsayıcı bir yasama sistemini benimsemesi için teşvik etmesi çağrısında bulundu.
Her iki oturumda da yanıt hakkını kullanan Yunanistan, Yunan devletinin Batı Trakya'da yalnızca "Müslüman azınlığı" tanıdığını belirterek, azınlığa mensup kişilerin hem bölgesel hem de ulusal seviyede günlük kamusal, sivil ve siyasi hayatın her boyutuna aktif olarak katıldığını iddia etti.